“Kaybetme Korkusu: Tutunmak mı,
Tükenmek mi?”
Bazen kalbimizi öyle sıkı sararız ki acı çekmemek için, sevgiye dair her şey tehdit gibi gelir. Geçmiş kırgınlıklar, hayal kırıklıkları, ihanetler… Her biri bir diken olur, etrafımıza ördüğümüz tel örgülerde. Kimse yaklaşmasın diye. Ama unuturuz: Sevgi içeri giremediği gibi, içeriden de dışarı çıkamaz. Böylece sevgiye muhtaç kalbimiz, yalnızlıkla susuz bırakılır.
Kendimizi koruduğumuzu zannederiz ama aslında içten içe çürümeye bırakırız. Oysa şefkat, anlayış ve kabullenme; kalbin tel örgüsünü birer birer çözebilir. Her yara iyileşmek için zaman ister, ama hiçbir yara sonsuza kadar kapanamazsa, biz de tam anlamıyla yaşayamayız.
Kaybetme korkusu, insanın en derin varoluşsal endişelerinden biridir. Sevdiğini, statüsünü, işini ya da bir hayalini yitirmekten korkmak; bazen o şeyleri koruyacağına inandığın en güçlü motivasyon gibi görünür. Ama çoğu zaman bu korku, fark edilmeden kişinin hayatını şekillendiren görünmez bir pranga hâline gelir.
Özel ilişkilerde, kaybetme korkusu; bağımlılığa dönüşebilir. Sürekli birini kaybetmemek için kendinden taviz vermek, sessiz kalmak, duygularını bastırmak ya da karşı tarafın sınırlarını kontrol etmek… Bunların hepsi bir sevgi eylemi gibi görünür, ama gerçekte sevginin doğallığını boğar. Sağlıklı bağlar, özgürlük ister; korkuyla sıkılan her düğüm, zamanla bir yabancılaşmaya dönüşür.
İş hayatında ise bu korku; risk almaktan kaçınmaya, yeni fırsatları görmezden gelmeye ya da gereksiz uyumluluklara yol açar. Hak ettiğini istememek, konfor alanında kalmak, fazla mesai yaparak “vazgeçilmez” olmaya çalışmak… Bütün bunlar aslında kaybetme korkusunun farklı dışavurumlarıdır. Ama fark edilmezse, zamanla kişi kendi potansiyelini tüketmeye başlar.
Korku, fark edildiğinde bir uyarıdır. Ama hayatı yöneten bir ilkeye dönüştüğünde hem sevgiyi hem başarıyı içten içe tüketir. Kaybetme ihtimali her zaman vardır. Ama sırf kaybetmemek için kendi benliğimizi kaybediyorsak, o zaman zaten en önemli şeyi çoktan yitirmişizdir: kendimizi...!
@leylabuyukderelii
Yorumlar
Yorum Gönder